Adını duyardım ama kendisiyle tanışmamıştım.

Darüşşafaka Spor Kulübü web sitesinde (dsk.org.tr) PORTRELER sayfasını başlatınca doğal olarak ilk akla gelen isimlerdendi.

PORTRELERi yapmayı düşünmek ayrı, uygulaması ayrı… Fethi Aytuna gibi şahane bir yazar olmasa mümkün olmazdı… yayımlanan portrelerin % 80’inin -belki fazlasının- metnini yazdı, ben giriş paragrafı, son okuma ve başlıklar, resim, resim altı, genel düzen, tutarlılık vb gibi rötuşları yaptım ve Kutsal Koruk da günlük yoğun işinin arasında siteye yerleştirme işini halletti.

Portre yapım süreci çok değerli, öğretici ve hayran bırakan bir süreç oldu. Mali kaynakları çok sınırlı bir kulübün bu günlere kadar – ve bugün de – inatçı, kararlı, yılmayan insanların omuzunda nasıl taşındığını öğrenmiş, hatırlamış olduk.

Yalçın abi zamanının – ve bütün zamanların – çok iyi bir oyuncusu ve çalıştırıcısı oldu. Çelik disiplini ile hem enerji veren hem ilişkide zorluklara yol açan bir yapısı olduğunu hatırladık – tüm sıra dışı insanlar gibi…

Fethi ile Yalçın abiyi bir kaç kez ziyaret ettik, Yalçın abinin aksi, sert özellikleri çok azalmış hatta görülmez olmuş, zekasının espri, iğneleme ve eğlenceli yanı öne çıkmıştı. Görüşmeyi genellikle O istiyor biz de keyifle icabet ediyorduk. Bu vesile ile iki başka müthiş insanı, eşi Rahşan Hanımı ve oğlu Ali Granit’i de tanımış oldum.

Rahşan Hanım böyle sıra dışı özellikleri olan bir insanla uzun yıllar birlikte olmayı başarabilecek güçlü bir karakter iken, Ali; gördüğüm, her yanıyla (iş, aile, çevre ilişkileri) mükemmel insanlardan biriydi. Dolayısıyla her portre çalışması gibi Yalçın abininki de çok öğretici, ufuk açıcı bir süreçti…

Onun ülke basketbolu ve Darüşşafaka basketbolu açısından paha biçilmez katkısını bir kez daha saygıyla hatırlıyoruz ve portresini aşağıda bir kez daha yayımlıyoruz.

ök